(Copilot Desinger)

Başlangıç, Hukuk Bir Bilim Midir, Yanılgı Mıdır ?

  • Bu Yazı Hazırlanırken çoğunlukla Prof. Dr. Rona Serozan’ın “Hukukta Yöntem” isimli makalesinden yararlanılmıştır.

Bilime ilişkin insanlık tarihi boyunca çok çeşitli tanımlamalar ve kapsam araştırmaları yapılmış, ancak yapılmaya çalışılan her bir tanımlama ile bilimin kapsamı biraz daha daraltılmıştır. Bilimin bireylerin ve ülkelerin gelişimi için elzem olduğu konusunda ise ortak bir görüş birliği bulunmaktadır. Modern ve gelişmiş toplumlarda bilime ya da sıradan vatandaşların da sürece dahil edilebilmesi için popüler bilime verilen önemin sebebi de budur.

Yine de bir tanımlamadan yola çıkmamız gerekirse TDK bilimi, “Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir amaca yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci ” olarak tanımlamıştır. Prof. Dr. Rona Serozan ise “Hukukta Yöntem” isimli makalesinde bilimi,

“Bilim doğanın ve toplumun nesnel gerçekliğinin ve bu gerçekliğin insan bilincine yansıyışının yasalarını yöntemli bir biçimde araştırıp ortaya koyan etkinlik” olarak tanımlamaktadır.

Hukuk fakültelerinde pek çoğumuzun öğrendiği ve ancak zaman içerisinde yeterli önemi gösteremediği “hukuk bilimi” ve onun yöntemi, afaki ve soyut akıl yürütmelerden ziyade kanaatimizce elzem bir “perspektif”tir. Bu perspektif pek çok açıdan faydalıdır. Günümüz uygulayıcılarının yakındığı yetersiz meslek etiği karşısında belki de en önemli faydayı sağlayacaktır. Çünkü bilimsel perspektifte çok daha köklü bir etik uygulama, olması gerekenden ziyade var olan gerçeklere odaklanma anlayışı, bilimsel argümantasyon ve yanlışlanabilme gibi nitelikler vardır. Bu niteliklerin ise gerek uygulayıcıların kendi bireysel hayatlarında gerekse de avukatlık mesleğinde iyileşmeye yol açacağını düşünüyoruz.

Peki, dar bir başka perspektif ile, toplumsal hayatımızı düzenleyen hak ve yükümlülüklerden oluşan hukuk bir bilim midir ? Nihai amacı “adalet”e ulaşmak olan hukuk, içinde barındırdığı çok fazla uygulama farklılığı, çok fazla soyut özelliği ile nasıl bilim olarak kabul edilecektir ?

Yukarıda paylaştığımız tüm tanımlamalarda bilimin sistematik, yöntemli bir faaliyet olduğunu belirtmiştik. İşte hukuk gibi diğer sosyal disiplinelere de bilimselliğini veren akıl yürütme ya da veri işleme esnasında kullandığı sistemi, yöntemi ya da diğer bir deyiş ile metodudur. “Bilim ve yöntem birbirinden ayrı düşünülemez.”(*)

Hukuk da bilimsel niteliğini konusundan değil, yönteminden alır. Serozan bu durumu, “Gerçekten de hukukçu hukuk kurallarını yöntembilimin mantık kurallarına uyarak rasyonel tarzda yorumlayıp uyguladığı ölçüde baştan aşağı bilimsel bir etkinlikte bulunur.” şeklinde ifade etmektedir.

Ancak bu yöntem hukuki süreçler içerisinde tek değildir. Örneğin, uyuşmazlık öncesinde yöntem, genellikle tüme varım iken; hüküm, mevcut bir uyuşmazlık hakkında bir yargıya varırken yöntem, genellikle tümden gelim olacaktır. Benzer şekilde farklı hukuk disiplinleri için de yöntemler değişecek, ancak sistematik bir yöntemin varlığı yadsınamayacaktır. Bu yöntemlerin önemli bir kısmı, “Ayrıştırıp çözümleme (analiz), birleştirme (sentez), karşılaştırma (comparison), örnekseme (analoji), sınıflandırma (classification), soyutlama (abstraction), genelleme (generalisation), somutlama (concretisation), özelleştirme (specialisation), tümden gelim (deduction), tüme varım (induction), ilke çıkarsama, varsayım üretme, ilksav/belit (aksiyom) yaratma” olarak sıralanabilir. ()*

Sonuç olarak, hukuk bir bilimdir. Ancak hukuk, pozitif/doğa bilimlerinden farklı olarak bilimsel niteliğini konusundan değil, kullandığı sistematik yöntemlerinden alır. Bu yöntemlerin uygulamacılar tarafından bilinmesi, benimsenmesi ve kullanılması pek çok yönden olumlu bir etki yaratacaktır.

*Serozan, Rona. “Hukukta YöntemMethodology in Law.” Yaşar Üniversitesi E-Dergisi 8.Özel (2013): 2423-2440.